Yukarı

 

Ana Sayfa

 

Siteyi sanal aleme yerleştirdikden sonra, sitemizin ismini duyurabildiğimiz eş dost, bana cesaret vererek, bu işin güzel olduğunu söylediler. Bende hayatı boyunca güzelin peşinde olan bir adem olarak, daha çok fikir paylaşırsak daha güzel olur mu diyerekten,güncel olaylar hakkında düşündüklerimi  bu sayfaya aktaracağım. Olaylara tarih vererek, daha güncel olanları bu sayfada tutmaya çalışacağım.

23.04.2001 - Bu sayfayı bugün oluşturmaya başladım. Gündemde Çeçen'lerin otel basması var. Kimse kusura bakmasın ama bu işin sempati ile karşılanması mümkün değil. Efendim, rehinelere zarar verilmemiş, Türk halkından özür dilenirmiş falan filan. 
Bakın arkadaşlar, bunlar ucuz kahramanlık. Sizi dost bilip bağrımıza bastık, bizi arkadan vuruyorsunuz. Hemde kaçıncı defa. Ben hükümetin yerinde olsaydım çoktan Çeçen'lere vize koymuşdum. Eğer Çeçenistan için birşey yapacaksanız, sizin için er meydanı Türkiye'nin epey kuzeyinde ve hala sizi bekliyor. Nasıl olsa Türkiye'de bize birşey yapmazlar diyerek bu sıkıntılı durumda Türkiye'yi arkadan vurmanın benim lugatımdaki adı belli. Siz buna kahramanlık diyorsanız zaten çoktan bitmişsiniz. 

Sayfayı bugün oluşturduğum için, kısaca, son günlerin genel gündemi olan ekonomik krizin bana anlattıklarınıda sizlerle paylaşmak istiyorum:
- Türkiye'yi gerçekten seven insanlar, milletini bu duruma soktukları için, en azından biraz mahcubiyet duyup vaziyeti kurtarmak için elinden ne gelirse yapardı. Siz böyle bir durum görüyormusunuz? Yöneticilerimiz kendileri için önemli olan konularda TBMM'de hemen anlaşabildiklerini bizlere birkaç defa ispatladılar -kendi ücretleri konusunda.Ücret konusu olunca ne DSP'nin solculuğu, ne MHP'nin milliyetciliği, ne FP' nin ümmetciliği, ne ANAP'ın liberalizmi, nede DYP'nin demokratlığı kalıyor ve maaşlarını alt komisyona havale etmeden ve sezsizce artırıyorlar. Peki  ülkenin acil kanunlarında niye  anlaşamıyorlar? Çünkü ülke onlar için maaşları kadar önemli değil. Bu sadece yalın mantıktır beyler, yorum değil.  Büyük Türkiye'nin büyük adamları artık görmek zorundadırlar ki: 
Hem ben milliyetciyim deyip hemde bütün dünyaya avuç açmak kendini inkar etmektir. Milliyetçi insan milletini yücelten insandır, milletini artık kendinden çekinilmeyecek kadar düşkün bir hale getiren insanlar, hala hangi yüzle siyaset yapabiliyorlar ?  Biz bizi kimlerin yönettiğini tabii epeyce güzel anladık. Ama diğer ülkelerin insanlarının bizim yöneticilerimize nasıl baktığını görebiliyormusunuz? Adamların yorumu şu: Biz Türk Hükümetine  para verirsek bunlar yine ekonomik programı unutup bu parayı nasıl hiç edeceklerini düşünür, onun için bizde parayı reformlar yapıldıkca verelim. Ne Kaaa  ekmek o kaaa köfte. Yani eğer Türkiye'de bazı reformlar yapılırsa bunlar bizim siyasetcilerimiz tarafından değil o elini sıkmaya korktuğumuz dış güçler tarafından gerçekleştirilecek. Egemenliğimiz kendi halkımıza menfaat sağlayamıyor ve fakat dış güçler sayesinde bu yapılabiliyorsa o zaman AB'ne katılarak azıcık egemenlik erozyonuna uğramak hiçte fena olmaz hani. Galiba esas milliyetçiler dış güçler. : )   :) Hem madem biz devleti yönetmeyi beceremiyoruz, AB devlet yönetim sisteminin kitabını kopyalayıverelim. Belki o zaman devlet  AB'de olduğu kadar iyi eğitim verebilir, sağlık hizmeti verebilir, altyapı yapabilir, adalet sağlayabilir, emniyet sağlayabilir ve halkı hortumlatmaz. Buda inşallah dış güçlerin baskısıyla gerçekleşecek.

     

     

Site tasarımı bütün detayları ile bana aittir.Bu konuda becerebildiğim herşeyi Sayın Dr.Hakkı Öcal'ın kitapcıklarından öğrendim. Kendisine birçok öğrencisi gibi bende müteşekkirim. Site ile ilgili sorular  azizsezer@isnet.net.tr adresine gönderilebilir.Copyright © 2001 Aziz Sezer.
Son Güncelleme: Monday April 23, 2001.